4 Ağustos 2013 Pazar

Anne gözüm yanıyo :(

İşte buraya çeki düzen verdim. Ohohoh. Bence çogzel oldu tamam mı. Bundan sonra da yazıcam amk, güzelmiş burası böyle. Kendi blogumdaki ergen saçmalıkları yetti arttı. Burası benim yeni mekanım olabilir. Oh.

Ayrıca şu an yan odadaki tvde Ankara keçisiyle ilgili bir haber izliyorlar, sesleri duyuyorum. Aklıma Taylor Swift ve türevleriyle düet yapan meşhur keçimiz geliyor ve gülüyorum. Aahhaha ne kadar da eğleniyoruz dimi ya.

Dünyanın en şanssız, en mal, en ibretlik insanı oluşumu tescilleyen bir olayı daha paylaşmak istiyorum efendim: GÖZÜMÜ KEDİ TIRMALADI!!!!!!!11 Evet evet bildiğin beyaz kısmını. KORNEAMI ÇİZMİŞ HAYVAN. Üzerinden 12 saatten uzun zaman geçiyor ve olayı baya baya sindirdim sayılır. Tabi üzerinden belli bir zaman geçtiğinde bu saçma anıyı da hatırlayıp gülecek olmam şu anki acımı biraz azaltıyor bak, bu güzel bir şey. Ama yine de çok epik bir olay değil mi ya? YA SEN O PATİYİ SEN O TIRNAĞI SEN NE YAPTIN!!!!!!1 Sabah uyanmışım zaten -bana göre- oldukça erken bir saatte. Ayşeler oynatmış hayvanı, o da geldi hıncını benden aldı. Lan göz bir oyuncak değil yavrum bunu bi öğren gel ya! Hayır gece de Ayşe'yle 156 saat bakışarak romantik anlar yaşamışlardı ki bu anların içine Ayşe'nin de gözüne pati atmaya çalıştığı dakikalar da dahil tabi. Ama işte refleksleri zayıf olan ve sırf bu yüzden bile hayatta kalma savaşını (survival of the fittest!) en baştan kaybetmiş bir canlı olarak zaten hak etmişim ben bunu. Aman işte olan oldu. Geberdim acıdan. Gözlerim kanlandı vs vs vs. Allahtan evde bir adet hemşiremiz vardı ve Türkan Teyze beni aldı acile götürdü. Aşı falan oldum ahah. Sonra da gözümü tuta tuta geldim tekrar Ayşelere. Olayı eeen baştan mı alsam napsam be? Şimdi bu mevzubahis kedi, Ayşelerin ailesinin yeni üyesi. Daha 2 gün önce aldılar ve aldıkları gün onlara gittim koşa koşa. Bütün gün deli gibi oynadık kendisiyle. Sabah da böyle bir macera, böyle bir aksiyon işte. Bir an "tek gözüm gitti gidiyo heralde allaaaaaah :(((((((" moduna da girmedim değil. Hayır bu aralar millet tek gözünü eylemde biber gazı yiyerek kaybeder, ben bi tane bebe kedinin hışmına uğradım amk. Tövbe estağf...............

Tabii o konua girecek olursam o bambaşka bi olay şimdi espri malzemesi olmasın da. O gözlerini ve hatta daha da kötüsü canlarını kaybeden insanları bu durumlara düşüren her türlü canavarların hatta katillerin gözleri kör olsun, beter durumlara düşsünler emi! 2 ayı geçti resmen olayları başlayalı lan. Daha dün gibi sanki evde toplanıp korkuyla birbirimize sığındığımız günler. Uyku tutmayıp sıkıntıdan ağladığım geceler. Gözlerimiz biber gazıyla dolduğunda birbirimize tutunup ordan oraya kaçışmaya çalıştığımz zamanlar. Chp kadın kolları ve Tgbci gençleri aynı ortamda gördüğümüz yürüyüşler. Kuğuludaki güzel manzara. Ne ara bitti hepsi? Of. Ankara'yı ve o halini deli gibi özledim ben. Düşün, bu cümleyi kuran insan Türkiye'nin -ona göre elbette- en yaşanılası şehirlerinden birinde rahat rahat oturuyor evinde şu an. Ankara'dan nefret ediyordum en son. Ama bu olaylar bende bunu değiştirdi. Sevdim orayı. Yakılan yollarını, kırılan bankamatiklerini, müthiş yaratıcılık örneği sloganlarını, zamanında kabalığına az sövmediğim ama o ortamda yardımlaşırken görüp beni hayretler içinde bırakan insanlarını. Havadaki biber gazı kokusunu bile be! O anlar güzeldi güzel olmasına da, keşke bunları yaşamak zorunda kalmasaydık sahip olduklarımızın ve kaybetmek üzere olduklarımızın değerini anlamak için. Gerçi, böyle olunca daha iyi biliriz belki, bazı şeyler için savaşmamızın gerektiğini. İyi biliriz biz!!!!1 ÇOK İYİ BİLİRİZ!!!! Aahaha nasıl ciddileşti burası lan bir anda, tamam tamam kediye dönüyorum: Canım. Sana söyleyeceğim tek söz şu:  BU GÖZLER NE BİBER GAZLARI NE LİMONLAR NE TALCİDLER YEDİ BE GÜLÜM, SENİN BİR TIRMIĞIN BİZE KOYMAZ ;)))))))))

Neyse. Bir de bu tek göz olayıyla kendimi Thom Yorke ve Jónsi'yle özdeşleştirdim. Hatta Volkan bir de bana David Bowie'nin durumunu anlattı. Onunkine daha çok benzedim galiba ahahah. Belki benden de bir Thom Yorke, bir Jónsi ya da bir David Bowie olabilir bu gidişle genşler ha, ne dersiniz? :))))))))) Bir de bir Hayko Cepkin gerçeği var ki aman diyim evlerden ırak sdfhdsjkg. Bir de tek göz İLLUMİNATİ falan OHOHOHOHO. Tamam yeter hadi. Ben buralarda az daha takılayım sonra gözümü bir güzel dinlendireyim canlarıms. HALA ACIYO ZATEN AMK
:(((((((((((((((

31 Temmuz 2013 Çarşamba

İsyeaan!

Allah belanı versin Volkan! Yazıcam deyip de yazmadın, çöle döndü buralar. Blogger mı kaldı hem bu devirde peeh. Peki ben niye burdayım ki? Kara kaşına kara gözüne değil heralde; sıkıldım, sıkıntıdan yapacak iş bulamadım da o yüzden burdayım.

AYRICA ŞU ŞABLONU DA Bİ DEĞİŞTİR AMK, BU NE YA HİÇ SEVMİYOM. Ben değiştireyim bari bağrınıp duracağıma.

Valla evdeki misafirlerden gına geldi. Daha geleli 7 8 saat oluyor olmasına da ben şimdiden fenalardayım. Sürekli başıma dikilen, peşimden dolanan, bilgisayarıma göz diken bir adet küçük kuzen, siyaset tartışmasına girdiğim bir adet enişte mevcut. Oh şimdi de ipodumu aldı kıza bak ya. ŞU AN RESMEN IPODUMU ALDI LAN VERMİYO DA İNAT. Sen napacan müzik dinleyip amk. Vallahi ben küçük çocuklara katlanamıyorum ya off bi gidin. İnsan ırkı üremesin artık valla tadı kaçtı.

Şimdi misafirlerle aile time yaşama zorunluluğu var allam. Neyse az kaldı sabrediyorum. Ağustos bi gelsin sonra hep dolu olucam. Slovakya'ya gidicez gelicez hayırlısıyla inşşşşş. Kamp liderlerimiz mail atmış ne tatlılar. Deniz de gitti gitmesine ama yine de hergün yüz kere yazıyo bana sjgfahgja, bugün aramızda gene bir husumet geçti yazmaz oldu artık. Dur bi yokliyim. Teallam ya. Durduk yere bana çatıyo kız ya :((((((((((((

Ayrıcaa Volkan'la 5246743 kere çeşitli konser planları yapıp sonra da milyon tane aksilikten o konserlere gidemeyişimizle ünlüyüzdür. Hadi Madonna neyse de, Sigur Rós'a gidemeyişimiz fena koydu be. Malum olaylar yüzünden gül gibi konserimizden de olduk. Tabi yazmayalı neleeeeer neler oldu bitti biliyorsundur be blogçuğum. O da başka bi yazının konusu olsun. Umarım şu tembel blog partnerim yazar da artık, inşşşşş. Neyyyse. 

İşte bu sefer de yine gaza geldik Rock'n Coke'a bilet aldık. Allaaaam noolur gidelim bi aksilik çıkmasın da be. Evladımı kesicem artık. Hadi bide Florence'ı getirin be, ay düşündükçe bile sevinçten uçuyorum, ki zaten Arctic Monkeys'in Editors'ın ve Hurts'ün gelmesi yeterince güzel bir olay değilmiş gibi. Ha bir de konser sonrası evime kavuşmak ve evimde rahaat rahat takılma hayallerim de var o da ayrıca beni keyiflendiriyor bu da bilinsin. Zira bütün yaz tatili tecrübelerime dayanarak söyleyebileceğim tek bir şey var ki; o da aileyle yaşamanın çok çok kötü birşey olduğu. Ergen kafasında olduğumdan demiyorum be valla, olmuyor yani hele belli bir yaşa geldikten sonra iyice huzursuz olmaya başlıyorsun. Ya da ben iyi bir aile çocuğu olamadım bilemiyorum :(

Neyse işte durumlar bunlar. Çok uykum var lan, ha ben bir de True Blood'ın son bölümünü izleyecektim de ona daha güzel bi zaman ayırayım. Hadi öptüms canlarım. Ahhahah sanki 7856 izleyimiz var da amk. Neyse bays.

2 Mart 2013 Cumartesi

Açılışı yapıyoruum, yaptım!

Ay vallahi canıma yetti. O kadar yazacağız dedik, blog açtık, hiçbir şey yaptığımız yok canıms. Ayıbediyosun ama gerçekten çok ayıb ediyosun şu an. Dur dur açılış için nazar boncuğu koyaraktan yazıma devam edeyim allahın izniyle sdghdshsdfjfdh.

Evet sevgili dostlar. Biz kimiz, işimiz gücümüz nedir, neden bu kadar amaçsızız, bunlardan bahsetmek istiyorum. Biz, iki adet salaque, günlerimizi amaçsızca orda burda oturup göt büyütmekle geçirmeyi severiz. O da olmadı yanımızda peynirle Kızılay sokaklarında koştururuz. En sevdiğimiz ve vazgeçemediğimiz yegane uğraşımız sosyal mesaj vermektir. Genelde kulağımızda kulaklıkla yaşarız, onunla dolaşırız; müzik çalmıyor olsa bile o kulaklık çıkmaz. Gördüğümüz kedi, köpek ve türevi hayvanlara abartılı sevgi gösterileri yapmayı severiz. Zaman zaman esprilerin bokunu çıkardığımız da olur. Boque'unu. Evet, bunu yapıp sustum. Herkes sakin olsun şimdi. Kimsenin anlamayacağı, anlasa da komik bile bulamayacağı saçma inside joke'larımıza saatlerce güleriz. Saçma sapan ortak eşya, ıvır zıvır sahibi olduğumuzda "twinsieees!" diye bağırıp etraftan tuhaf bakışlar toplamayı da pek severiz. (ahaha, ingilizce kavramlar da kullanıyorum nasıl havalıyım, o bi anlaşılsın da.) Başkaaaa, işte zaman zaman tuhaf haller içine girip sebepsizce dertlenir ağlarız, bir de işin bu boyutu var tabi. Her türlü ruh halimizi abartılı yaşayıp "yha bende borderline var glb, choq sorunluyum bhen.s.s.s" diye gezinmekten de ayrıca bir zevk alırız.

Böyleyken böyle dostlar. Gecenin 2 buçuğunda, depresif şarkılar dinlerken, ancak böyle bir şey çıkıyor benden. Al şimdi hayrını gör blogun sevgili banana'cığım. (banana mı ashfafghalghsa ay canıms!) Yazmazsan fena yaparım, ne yapacağımı sen biliyorsun. If you know what I mean! Vuhuhuhu!